Bir süre önce bir akşam evde kız arkadaşlarımla toplanmış
keyifli bir sohbetin tam ortasında iken kapı çaldı. Gelen üst komşum Nilüferdi.
Komşuluk ilişkileri noktasında karnesi pek parlak biri sayılmam hatta itiraf
ediyorum hiç sayılmam. Kendime ait zamanların yeterince kısıtlı olması ve o
kısıtlı zamanlarda beslendiğim şeylere zaman ayırma tercihim noktasında
günaydın ve iyi akşamlar beşeri medeniyetlerinin dışında bir diyoloğum olduğu
söylenemez.
Nilüferde aslında bu noktada diğer komşulardan ayıran
noktamız yazın havuz başlarında denk geldiğimiz yaptığımız birkaç keyifli
diyolog ve bekar yaşamanın rahatlığı ile bir iki kez evime kahve içmeye gelmiş
olması
Bu diyolog çerçevesi içinde kapıda Nilüferi görünce birazda
afallamış bir şekilde içeri davet ettim. Bendeki profili uzun yıllar iş
hayatında iyi görevlerde iyi kazançlarla çalışmış bir kadın evliliği ile
beraber hayatındaki tüm kapıları kapatıp kendini kocasına ve coçuğuna kanalize etmiş, yaptığı seçimlerden mutlu
olmayan bir kadın çerçevesi idi.
Her görüştüğümüzde şakayla karışık bu hayat sana güzel . Ne
güzel özgürsün cümleler ile evliliğinde mutlu olmadığını farkettiğim üst
komşuma bu konuyu hiç açık açık sormamış aslında konuşmayı tercih etmemiştim.
Benim bu tercihim gelinen noktada çok işe yaramamış olacak
ki Nilüfer ağlayarak ben boşanıyorum çok mutsuzum dedi ve sanki aslında aylar
önce bitmiş olan evliliğinin özetini önümüze koydu.
Şaşkın , üzgün ve empati kurmaya çalışarak anlattığı evlilik
tablosu içinde her iki taraf için yeni bir başlangıcın daha sağlıklı
olabileceğini söyleyerek o geceyi sonlandırdık.
Bundan sonraki süreçte yaklaşık bir ayımız kendim boşansam
bu kadar yorulmazdım tadında geçti.
Komşumun eski eşi önce tek kuruş vermeden onu sokağa atmakla
tehdit etti. Çoçuğun velayetini bir
geliri olmadığı için asla alamamakla ve çocuğu görmemekle tehdit etti. Hayatına
bundan sonra bir adam girmesi ihtimali durumunda ölümle tehdit etti. Bu
tehditlerin günlerce sonu gelmedi.
Sonuç olarak komşum boşandı çocuğunun velayetini ve boşanma
hukukuna göre alması gereken tüm hakları aldı.
Ayşegül bugün başka bir şehirde kırık dökük sudan çıkmış
balık misali yeni bir hayat kurgulamaya uğraşıyor. Çok eminim en güzelini
yapıcak ve yaralarını saracaktır. Bu hikayeyi neden bu kadar uzun yazdım;
Kadınlar şöyle erkekler böyle feministliği hayatım boyunca
hiç yapmadım yine yapmıycam.
Dengeli ve birbirine ruhuna iyi gelen iki insanın buluşması
dünyanın en mucizevi hediyesidir bence. Burda bana göre en büyük hata
kadınların evlilikle beraber kendi hayatlarını yaşamaktan vazgeçiyor oluşları.
Çalışmak yada çalışmamak kişilerin yaşam şartlarına göre belirleyebilecekleri
bir biçimdir. Ama üretmeyi, öğrenmeyi, ve kendine iyi gelecek tüm
aktivetelerden uzaklaşmanın kadınların kendilerine yaptıkları en korkunç
kötülük olarak görüyorum.
Bu ülkede anlattığımdan çok daha kötü binlerce hikaye var.
Hatta benim anlattığımın çok hafif kaldığı yaşanmışlıklar var. Çok uzattım biliyorum ama kadınların kendilerini unuttukları
yaşamlar kurmalarına dayanamıyorum.
Bu arada bu yazının içinde ismi geçmesi gereken bir kadın
daha var. Yukarıdan anlattığım sancılı
süreçlerde komşumun en büyük korkusu çocuğunun velayetinin elinden alınması idi.
Bu konuda internet sayfaları arasında gezerken boşanma bloğu adında bir bloğa
denk geldim. Hemen tıkladım i Tam olarak boşanma süreci ile ilgili yazılar
vardı. Blog sahibine bir mail atarak kendi durumumuzla ilgili çekincelerimizi
sorduk.
Ertesi gün öğlen olmadan Avukat hanımın kendisinden üşenilmeden
yazılmış yarım sayfaya yakın bir cevap maili vardı mail kutumda.
Karşılıksız ve beklentisiz gelen bu yardımları seviyorum.
Avukat hanım’ın bloğunu da takip edebilmeniz için paylaşıyorum.
Avukat Hanımın Blog Adresi ; https://bosanmaavukatibursa.blogspot.com/
Avukat Hanımın Blog Adresi ; https://bosanmaavukatibursa.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder