<data:blog.title/> <data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>
blog yazısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
blog yazısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Şubat 2019 Pazartesi

Beyaza Bürünmüş Bir Düş Kenti; Kars


Kars

Planlarımda ve aklımda hiç yokken bir anda bir Kars Gezisi gündeminin içinde buldum kendimi. Plansız kendiliğinden gelen her şeyi her zaman sevmişimdir. Hiç itirazsız ekibe entegre olup önüme düşen Kars yolculuğunun keyfine bıraktım kendimi.

Bembeyaz bir kar manzarası ve uykudan yeni uyanmış olmanın hazzı ve mahmurluğu ile umduğumun çok üstünde modern bir görünümle karşıladı Kars bizi.
Bana göre küçük sayılabilecek olmasına rağmen her köşesinde tarihten izler kendini gösteriyor burda. Rus yapısı olan eski binalar, caddeleri süslemişti. Elbette ilk işimiz Kars Kaşarı , Kars Balı ve Kaz etinin olduğu onlara göre kahvaltı bana göre akşam yemeği tadında harika bir yemek yedik.

Tarihi bilgilere göre,Kars’ın kuzeyindeki dik yamaçlı bir tepe üzerinde bulunan Kars Kalesi’ni Saltuklu Sultanı Melik İzzeddin’in emri ile veziri Firuz Akay 1153 yılında yaptırmıştır.

Kars Şehiri


Benim gibi hava sıcaklığının 4-5 dereceleri gördüğünde karalar bağlayan biri için sıcaklığın -20 leri gördüğünü öğrendiğim Kars bu yönüyle benim için tedirginlik vericiydi. Fakat korktuğum gibi olmadı neredeyse hiç üşümedim. Gittiğimiz her yerde sıcasık çay eşliğinde bizi ağırlayan insanlarla ettiğim sohbetin tadına doyamadım.

Toplam 4 gün planlanan gezimizin son iki gününde harabeleri ve çevre köyleri gezdik. Kars’a yolunuz düşerse tandır içinde pişmiş lavaş ekmeğinin içine çeçil peyniri yemeyi ihmal etmeyin.

Yeni yerler görmenin , yeni coğrafyalarla buluşmanın ve en önemlisi alıştığımız korunaklı hayatların dışında başka hayatlara şahitlik etmenin keyfi ve deneyimi ile
ayrıldım Kars’tan.

19 Ocak 2019 Cumartesi

Bir Yol Güncesi


Bir Yol Güncesi Blogger

Hayat bir süredir benim için o kadar hızlı geçiyor ki , sanki yetişmekte zorlanıyorum. Fazla karışık yaşıyorum son zamanlarda. Duygularım gereksiz bölük pörçük
Ciddi sorun etmem gereken bir durum varken ortada yok sayabiliyorum. Kolaylıkla halledebileceğim bir konuya takılıp gereksiz enerji tükettiğim zaman dilimleri içindeyim.Kendi yaralarımı biliyor, Etrafımdaki insanların yaralarını görüyorum.  
Kocaman bir yolun ortasına konulmuş bir kütlenin etrafında dolaşırcasına kuruyorum ilişkilerimi. Kimsenin yarasına bulaşmadan bulaştırmadan. Yol almak , yolda olmak iyi geliyor bu aralar. Özgürlüğün beni beklediğini düşündüğüm. Yeni şehirlerin tabelalarında başka hayatlara. Gözlemci olmak. Hayal kırıklıklarından korkmamak için. Dönüp arkaya bakmamak lazım. Yol aldıkça yeni yaşamlara tanıklık ediyorum.
En büyük keşfim kendime yolculuğum...

Yaratıcı Bilboard Çalışması Nasıl Yapılır

  Reklam dünyasında çeşitlilik giderek artıyor. Bilboarda da onlardan bir tanesidir. Son yıllarda çok özel yaratıcı bilboardlar insanların k...