Planlarımda ve aklımda hiç
yokken bir anda bir Kars Gezisi gündeminin içinde buldum kendimi. Plansız
kendiliğinden gelen her şeyi her zaman sevmişimdir. Hiç itirazsız ekibe entegre
olup önüme düşen Kars yolculuğunun keyfine bıraktım kendimi.
Bembeyaz bir kar manzarası
ve uykudan yeni uyanmış olmanın hazzı ve mahmurluğu ile umduğumun çok üstünde
modern bir görünümle karşıladı Kars bizi.
Bana göre küçük
sayılabilecek olmasına rağmen her köşesinde tarihten izler kendini gösteriyor
burda. Rus yapısı olan eski binalar, caddeleri süslemişti. Elbette ilk işimiz
Kars Kaşarı , Kars Balı ve Kaz etinin olduğu onlara göre kahvaltı bana göre
akşam yemeği tadında harika bir yemek yedik.
Tarihi bilgilere göre,Kars’ın kuzeyindeki dik yamaçlı bir tepe üzerinde
bulunan Kars Kalesi’ni Saltuklu Sultanı Melik İzzeddin’in emri ile veziri Firuz
Akay 1153 yılında yaptırmıştır.
Benim gibi hava sıcaklığının
4-5 dereceleri gördüğünde karalar bağlayan biri için sıcaklığın -20 leri
gördüğünü öğrendiğim Kars bu yönüyle benim için tedirginlik vericiydi. Fakat
korktuğum gibi olmadı neredeyse hiç üşümedim. Gittiğimiz her yerde sıcasık çay
eşliğinde bizi ağırlayan insanlarla ettiğim sohbetin tadına doyamadım.
Toplam 4 gün planlanan
gezimizin son iki gününde harabeleri ve çevre köyleri gezdik. Kars’a yolunuz
düşerse tandır içinde pişmiş lavaş ekmeğinin içine çeçil peyniri yemeyi ihmal
etmeyin.
Yeni yerler görmenin , yeni
coğrafyalarla buluşmanın ve en önemlisi alıştığımız korunaklı hayatların
dışında başka hayatlara şahitlik etmenin keyfi ve deneyimi ile
ayrıldım Kars’tan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder